29 Mayıs 2015 Cuma

Vapur ...

Istanbulda kis tek renk icinde gecer. Iste o gri sabahlardan birisi bu da.  Islerine, okullarina gitmeye calisan insanlar iskeleyi tiklim tiklim doldurmus yine, baslar yanasmakta olan vapura donmus, ilgiyle manevra izleniyor. Vapur hep ayni sekilde yanasiyor, ve hep ayni ilgiyle izleniyor bu manevralar… Ilginc… Birkac kisi kabanlarinin onlerini kapatiyor, gocuklarinin sapkalarini ortuyor… Simdi kapilar acilacak ve vapurun en gozde yerlerine ususecegiz. Ben de pardesumun onunu kapatiyorum, ama iskeleyle vapur arasindaki birkac metrelik yolda usuyecegimden deil de, vapurun ust katinin kic tarafindaki, bogazin serin ruzgarina acik, sigara icilebilen yerde oturacagim icin.  Aslinda ayni yerin alt kati da iyi ama orda oturcak yer yok, Uskudar dan Besiktasa geciyor olsaydim suphesiz orda olurdum, ama Kadikoy-Besiktas hattinda, hele de tek basimaysam, oturmayi tercih ediyorum …  Boylece henuz yakilmamis sigaram agzimda, asagidaki kir sakalli abinin dudugunu calip kaptanimiza isaret vermesini bekliorum … Vapur sefasi baslamadan sigara sefasi baslamaz ..! Hastalik iste … Bir yandan da “ cay saalep cay saalep “ seklinde baira baira ortalikta dolsan garsonnari gozluyorum, Istanbulun isiran sogugunda ve de sabahin ayazinda sigarama eslik eden uc sekerli sicacik bi cay cok iyi geliyor..  


Atkimi biras daha sikica doluyorum, zira soguk iyiden iyiye kendini hissettirmeye basliyor, derken topuk sesleri … vapurun tahta zemininde cikan seslere bakilirsa ince uzun topuklar, aklima gelen ilk goruntu siyah ve sIk montu icinde gene siyah cantasiyla bir is kadini … Neden siyah, bilmiyorum, saclari da siyah olmali, halbuki benim zaafim kumrallara karsi .. Hayir kumral olmasin .. Okula gidicem derse girecem ben … Besinci kez aldigim makine elemanlari dersinde aklimi kurcaliycak bi goruntu kalmamali hafizamda… Hem beni maaziye goturup de eski yanginlari korukleyecek bi kumrala tahammulum yok ki su an benim … Esmer olsun esmer ..  Deli gibi merak icindeyim, ama donup bakmiycam .. Asla bakmam ..  Simdi Uskudar da olsaydik nerede oturdugunu bile yaklasik olarak tahmin eder oyunu uzattikca uzatirdim, Uskudar vapurunda boyle sesleri duymak pek olasi deil cunku, ama burasi Kadikoy, farkli. Bu arada sesler iyice yaklasiyor ve iste o, ben nefesimi tutmusken yanimdan oylece suzulup karsi koltuga iliseviriyor… Bi anlik bakis… Hakikaten esmer, cok guzel gozleri olan bi esmer hem de … Tehlike canlari .. Nefes kesici bi guzellik, cok hos bir koku surmus. Onemli bisi bu da bence … Cayciyi elimin bi hareketiyle cairirken “boole kokan bi hatunun pesinden cehenneme kadar gidebilirim” diyorum kendi kendime…  O da cay istiyor, ve bu ikinci bakisla, bugday tenli oldugunu farkediyorum, elinde de bir simit parcasi var… Ise yetisme telasi ve sac-makyaj derdinden dolayi kaavalti vaktinden calanlardan mi? Oole olmamasini diliyorum, kahvalti gunun en onemli ogunudur, basil basina bi yasama sebebidir iyi bir kahvalti… Ben hergun yapiyomuyum peki? Mumkun oldukca …  Bigun, duzenli bir hayatim olunca, ya da bircogunun dedigi gibi coluga-cocuga karisinca benim de gunluk gaste esliginde yaptigim keyifli kaavaltilarim olucak … Duzenli bi hayatin en keyifli yani bu olsa gerek .. Ohooo, dusuncelere daldik, hem cay sogumaya yuz tutu, hem de bizim kir sakalli abi dudugu coktan otturdu… Kokuyu iyi bi cekiyorum icime, simdi sigara dumanina kariscak cunku, hem sonra boaza girince rusgardan koku moku duyulmaz olur… Gunun ilk sigarasi ne kadar hos bisi .. O ne yapiyor ? Simit bitmis, her zaman martilara bi parca ayiran o eski romantiklerden deil … Sigara kutusundan layt bi sigara cikariyor. ..  Simdi bu da onemli, sigara her bayana yakismaz, bazilarini da erisilmez kilar … Onun hangi gruba girdigine tam karar veremiyorum, cunku hayal kirikligimla beraber, iceri cabucak girebilmek icin sigarasini cok hizli ictigini goruyorum …  Nerde calisiyodur bu ? Bi banka, musteri temsilciligi vs ? Cok olasi, cunku ozel bi sirkette yonetici olarak falam calissaydi bu yasa kadar coktan bi araba almis olurdu.  Kacak bi bakis daha, ancak yeni bi ipucu yok, otuzunu gecmisse cok sasiririm, benim kanim yirmiyedi ya da sekiz … Vapur kiz kulesinden dogru kivrilirken o beni sasirtarak bi sigara daha yakiyor. Bu sefer daha agir iciyor, acik renk ojeli, uzun parmakli ellerine de sigara yakisiyor, iki tane gumus yuzuk takmis sigarayi tutan sol eline. Solak mi ? Bilmiyorum, gozlerini bi kez daha yakalamayi arzu ediyorum, bu guzel bayan coktan gunu kurtarmami sagladi… Ama o gene de gozlerini boazin sularindan ayirmiyor, dalgalari seyrederken insan kendini cok uzaklarda bulabiliyor..  Onun da suphesiz bissuru dusunecek seyi vardir .. Hafta ortasi isler birikmistir, ofis arkadasinin teyzesi olmustur isleri ona birakip gitmistir, ya da erkek arkadasi haftasonunu Silivri de gecirme teklifini reddedince bozulmustur belki … Belki de sadece dalkalari seyrediyordur .. Ya da benim ona yaptigimi o da bana yapiyodur belki .. Kendi kendime gulumsuyorum, acaba o nasil gulumsuyordur, cok merak ediyorum...  Birilerinin ayak sesi duyuluyor, bunlar biyerlere gec kalanlar ya da herhangi bir nedenden oturu telas icindekiler, az kaldi vapur sefasi sona ermek uzere… Ikinci sigarami yakarken, guzel bayani bana bakarken yakaliyorum, ve derhal “yakaliyorum” ifadesinin ne kadar yanlis kactigini farkediyorum, bakislarinda oyle bir kaygi yok cunku, cok kendinden emin, gozlerini cekmiyor, artan tansiyonumu tekrar bastirmak icin basimi ceviren ben oluyorum… Bu bas cevirme hareketi de onemli aslinda, benim hayatimin ozeti, uzerine kitap yazicam bigun… Kalkip, yavas yavas alt kata iniyorum, simdi vapurun kicindayim, vapur son manevralarini yaparken carkin kopurttugu sulari seyretmeyi sefiyorum burda … Bi yandan da bigun yazacagim, az satacak olan kitapimi dusunuyorum, esmerimiz de, bircogu gibi ust katin ic tarafindan deil de vapurun arka kismindan inmeyi tercih etmis … Dusundugumden kisaymis, daha iyi… Gene kokusuna hayran kaliyorum ..  Onumden gecerken bu kez daha rahatim, gozlerimi cekmiyorum .. Simdi pardesumden bir demet gul cikarsam aniden .. “Hanimefendi, cok guzelsiniz…” ya da “ Size layik degil ama, bana bahsettiginiz bu essiz vapur sefasinin karsiligi olarak kabul ederseniz sewinirim” desem .. Cok sey deil bi gulumseme istiyorum ... Oysa O, deri ceketi, dalgali saclari ve hos kokusuyla suzulup gecerken, ben de “hayatlarimizin birdahaki kesisme noktasinda gorusmek uzere” diye icimden geciriyorum sadece ... Hayatlarimiz Kadikoyde kesisti, Besiktas a dooru uzunca bi yay cizdi ve orda ayrildi... Simdilik... 

Yillar sonra yazacagim kitaba iste boyle bir sabah basliyorum ...