Istanbulda kis tek renk icinde gecer. Iste o gri sabahlardan birisi bu
da. Islerine, okullarina gitmeye calisan
insanlar iskeleyi tiklim tiklim doldurmus yine, baslar yanasmakta olan vapura
donmus, ilgiyle manevra izleniyor. Vapur hep ayni sekilde yanasiyor, ve hep
ayni ilgiyle izleniyor bu manevralar… Ilginc… Birkac kisi kabanlarinin onlerini
kapatiyor, gocuklarinin sapkalarini ortuyor… Simdi kapilar acilacak ve vapurun
en gozde yerlerine ususecegiz. Ben de pardesumun onunu kapatiyorum, ama
iskeleyle vapur arasindaki birkac metrelik yolda usuyecegimden deil de, vapurun
ust katinin kic tarafindaki, bogazin serin ruzgarina acik, sigara icilebilen
yerde oturacagim icin. Aslinda ayni
yerin alt kati da iyi ama orda oturcak yer yok, Uskudar dan Besiktasa geciyor
olsaydim suphesiz orda olurdum, ama Kadikoy-Besiktas hattinda, hele de tek
basimaysam, oturmayi tercih ediyorum …
Boylece henuz yakilmamis sigaram agzimda, asagidaki kir sakalli abinin
dudugunu calip kaptanimiza isaret vermesini bekliorum … Vapur sefasi baslamadan
sigara sefasi baslamaz ..! Hastalik iste … Bir yandan da “ cay saalep cay
saalep “ seklinde baira baira ortalikta dolsan garsonnari gozluyorum,
Istanbulun isiran sogugunda ve de sabahin ayazinda sigarama eslik eden uc
sekerli sicacik bi cay cok iyi geliyor..
Atkimi biras daha sikica doluyorum, zira soguk iyiden iyiye kendini
hissettirmeye basliyor, derken topuk sesleri … vapurun tahta zemininde cikan
seslere bakilirsa ince uzun topuklar, aklima gelen ilk goruntu siyah ve sIk
montu icinde gene siyah cantasiyla bir is kadini … Neden siyah, bilmiyorum,
saclari da siyah olmali, halbuki benim zaafim kumrallara karsi .. Hayir kumral
olmasin .. Okula gidicem derse girecem ben … Besinci kez aldigim makine
elemanlari dersinde aklimi kurcaliycak bi goruntu kalmamali hafizamda… Hem beni
maaziye goturup de eski yanginlari korukleyecek bi kumrala tahammulum yok ki su
an benim … Esmer olsun esmer .. Deli
gibi merak icindeyim, ama donup bakmiycam .. Asla bakmam .. Simdi Uskudar da olsaydik nerede oturdugunu bile
yaklasik olarak tahmin eder oyunu uzattikca uzatirdim, Uskudar vapurunda boyle
sesleri duymak pek olasi deil cunku, ama burasi Kadikoy, farkli. Bu arada
sesler iyice yaklasiyor ve iste o, ben nefesimi tutmusken yanimdan oylece
suzulup karsi koltuga iliseviriyor… Bi anlik bakis… Hakikaten esmer, cok guzel
gozleri olan bi esmer hem de … Tehlike canlari .. Nefes kesici bi guzellik, cok
hos bir koku surmus. Onemli bisi bu da bence … Cayciyi elimin bi hareketiyle
cairirken “boole kokan bi hatunun pesinden cehenneme kadar gidebilirim” diyorum
kendi kendime… O da cay istiyor, ve bu
ikinci bakisla, bugday tenli oldugunu farkediyorum, elinde de bir simit parcasi
var… Ise yetisme telasi ve sac-makyaj derdinden dolayi kaavalti vaktinden
calanlardan mi? Oole olmamasini diliyorum, kahvalti gunun en onemli ogunudur,
basil basina bi yasama sebebidir iyi bir kahvalti… Ben hergun yapiyomuyum peki?
Mumkun oldukca … Bigun, duzenli bir
hayatim olunca, ya da bircogunun dedigi gibi coluga-cocuga karisinca benim de
gunluk gaste esliginde yaptigim keyifli kaavaltilarim olucak … Duzenli bi
hayatin en keyifli yani bu olsa gerek .. Ohooo, dusuncelere daldik, hem cay
sogumaya yuz tutu, hem de bizim kir sakalli abi dudugu coktan otturdu… Kokuyu
iyi bi cekiyorum icime, simdi sigara dumanina kariscak cunku, hem sonra boaza
girince rusgardan koku moku duyulmaz olur… Gunun ilk sigarasi ne kadar hos bisi
.. O ne yapiyor ? Simit bitmis, her zaman martilara bi parca ayiran o eski
romantiklerden deil … Sigara kutusundan layt bi sigara cikariyor. .. Simdi bu da onemli, sigara her bayana
yakismaz, bazilarini da erisilmez kilar … Onun hangi gruba girdigine tam karar
veremiyorum, cunku hayal kirikligimla beraber, iceri cabucak girebilmek icin
sigarasini cok hizli ictigini goruyorum …
Nerde calisiyodur bu ? Bi banka, musteri temsilciligi vs ? Cok olasi,
cunku ozel bi sirkette yonetici olarak falam calissaydi bu yasa kadar coktan bi
araba almis olurdu. Kacak bi bakis daha,
ancak yeni bi ipucu yok, otuzunu gecmisse cok sasiririm, benim kanim yirmiyedi
ya da sekiz … Vapur kiz kulesinden dogru kivrilirken o beni sasirtarak bi
sigara daha yakiyor. Bu sefer daha agir iciyor, acik renk ojeli, uzun parmakli
ellerine de sigara yakisiyor, iki tane gumus yuzuk takmis sigarayi tutan sol
eline. Solak mi ? Bilmiyorum, gozlerini bi kez daha yakalamayi arzu ediyorum,
bu guzel bayan coktan gunu kurtarmami sagladi… Ama o gene de gozlerini boazin
sularindan ayirmiyor, dalgalari seyrederken insan kendini cok uzaklarda
bulabiliyor.. Onun da suphesiz bissuru
dusunecek seyi vardir .. Hafta ortasi isler birikmistir, ofis arkadasinin
teyzesi olmustur isleri ona birakip gitmistir, ya da erkek arkadasi haftasonunu
Silivri de gecirme teklifini reddedince bozulmustur belki … Belki de sadece
dalkalari seyrediyordur .. Ya da benim ona yaptigimi o da bana yapiyodur belki
.. Kendi kendime gulumsuyorum, acaba o nasil gulumsuyordur, cok merak
ediyorum... Birilerinin ayak sesi
duyuluyor, bunlar biyerlere gec kalanlar ya da herhangi bir nedenden oturu
telas icindekiler, az kaldi vapur sefasi sona ermek uzere… Ikinci sigarami
yakarken, guzel bayani bana bakarken yakaliyorum, ve derhal “yakaliyorum”
ifadesinin ne kadar yanlis kactigini farkediyorum, bakislarinda oyle bir kaygi
yok cunku, cok kendinden emin, gozlerini cekmiyor, artan tansiyonumu tekrar
bastirmak icin basimi ceviren ben oluyorum… Bu bas cevirme hareketi de onemli
aslinda, benim hayatimin ozeti, uzerine kitap yazicam bigun… Kalkip, yavas
yavas alt kata iniyorum, simdi vapurun kicindayim, vapur son manevralarini
yaparken carkin kopurttugu sulari seyretmeyi sefiyorum burda … Bi yandan da
bigun yazacagim, az satacak olan kitapimi dusunuyorum, esmerimiz de, bircogu
gibi ust katin ic tarafindan deil de vapurun arka kismindan inmeyi tercih etmis
… Dusundugumden kisaymis, daha iyi… Gene kokusuna hayran kaliyorum .. Onumden gecerken bu kez daha rahatim,
gozlerimi cekmiyorum .. Simdi pardesumden bir demet gul cikarsam aniden ..
“Hanimefendi, cok guzelsiniz…” ya da “ Size layik degil ama, bana bahsettiginiz
bu essiz vapur sefasinin karsiligi olarak kabul ederseniz sewinirim” desem ..
Cok sey deil bi gulumseme istiyorum ... Oysa O, deri ceketi, dalgali saclari ve
hos kokusuyla suzulup gecerken, ben de “hayatlarimizin birdahaki kesisme
noktasinda gorusmek uzere” diye icimden geciriyorum sadece ... Hayatlarimiz
Kadikoyde kesisti, Besiktas a dooru uzunca bi yay cizdi ve orda ayrildi...
Simdilik...
Yillar sonra yazacagim kitaba iste boyle bir sabah basliyorum ...
1 yorum:
helal :)
Yorum Gönder