8 Ekim 2009 Perşembe

Bööyyüükkk Türk Basini ve Ridvan Dilmen

Uzun suredir spor basininin Turk futboluna veya genellersek Turk sporuna katkisi uzerine bir post yapmayi dusunuyordum ama bir turlu vakit bulamiyordum. Ayrica son gunlerde o kadar cirkinlesti ki Mustafa Denizli'yi taraftarin onune atmaya calismalar sanki futbolu ondan daha iyi biliyorlarmis gibi ve en sonunda da Rustu'ye yapilan ve duydugumda gercek anlamda beni cok uzen isliklanma olayinin 1 numarali suclusu basindir. Zaten kisa surede gelen beklenilmedik kotu sonuclarla ve transferlerdeki beklentilerin karsilanmamasi ile gerilen Besiktas taraftarina daha baska deyisle padisahtan kelle isteyen yenicerilere Rustu'yu hedef gostermistir. Sonrada bu cok bilgili ulema sinifi cikip Rustu'ye yapilan ayiptir diye gunah cikarma yarisina girmislerdir.

Son zamanlarda Ibrahim Altinsay disinda Mehmet Demirkol da dahil (ozellikle Ferrari konusundaki yavsak yazisindan sonra, ki o zamana kadar ne oldugunu biliyordum ama yine de bir goz atiyordum simdi sadece yazisini gordugumde eger BJK ile ilgiliyse icinde Ferrari var mi yok mu ona bakip geciyorum. Bu arada bana gore Ferrari su an ulkedeki en iyi defans oyuncusu ve BJK'nin Ernst'le beraber son yillardaki en iyi transferi olarak M. Demirkol'a su sozu hatirlatmak isterdim "giren semsiye acilmaz") olmak usere hic bir spor yazarini okumuyorum ve okumak icin cabaladigimda da okunacak bi sey bulamiyorum. Zaten oylesine internettende spor sayfalarina bakarken atilan basliklar veya ufak yorumlarda cileden cikmama yetiyorda artiyor bile. Kim ne derse desin bana gore Turkiye'ye gelmis, futbolculuguyla, yetistigi ve oynadigi kluplerin buyukluguyle ( Ajax'in en son aldigi CL'de Juventus finalinde bu buyuk adamin oynadigi futbol hala aklimdan cikmaz) ve geniz futbol bilgisini, egitimini ve deneyimini birlestirdigi buyuk hocaligi ile en buyuk yabanci teknik hatta butun teknik adamlarin icerisinde benim gozumde en kalitelisi ve en degerlisidir Rijkaard. Turk futboluna ne kazandiracagini eger ona sabredecek bir Gs yonetimi olursa onumuzdeki yillarda gorecegiz. Konuyu dagitmadan, bu adama BJK macindan sonra yaphilan methiyelerin yerine BJK de 3-0 alabilirdi sozunu kimse dinlememisti ve o gunku galibiyetin ardindan Rijkaard kendilerinde ki eksikleri gormustu ki bunu daha o yuce spor basini gormeden. Son 3 haftadir da Ridvan'in onculugunde ortaya cikan bir B plani var ki gercekten nedir bu B plani cok merak ediyorum. Yani arabayla yolculuga cikarken ust bagaj yapip tepeyede bir de motorsiklet koymak gibi biseymidir araba bozulursa motorla yola devam ederiz gibi bir planmidir cozemedim. Eger Ridvanin boyle planlari olmussa bu meshur MTK macinda ki islemeyen B plani neymis cok merak ediyorum. Bu insan bu haftada Alex'i kesfetmis ve onun hakkinda konusmayacakmis ayrica heykeli dikilsinmis mis mis... Bunlari duyunca aklima Alex deyip baska bi sey demeyen Omer ve onu bu sene kesfeden Buyuk Turk Basininin tek bir bireye indirgenmis hali Bora geldi aklima:)))
Bu aksam isten geldikten sonra eksi sozlukte oradan oraya ziplarken bu yaziyla karsilastim ve benim dusunduklerimle hemen hemen ortusuyor diyebilirim. Asagidaki yazi eksi sozluk Borges adli kullaniciya ait olup agzina saglik diyorum.


ridvan bana göre "ortalama" bir futbol yorumcusudur. ülke insaninin "gol olur" geyiginin de etkisiyle büyütüp büyütüp bir yere sigdiramadigi adamdir. bu insanlarin da futbola bakisi ortadayken bunlarin büyüttügü futbol yorumcularinin da citasi üc asagi bes yukari ortadadir. hincal uluc ve ridvan dilmen icin "süper yorumcu abi" diyen ile ben misal futbol filan konusmam, futbola dair geyiklerin üzerinden gecerim en fazla filan... cok da önemli degil benim onun hakkindaki yargim ama tarafsizlik meselesi hakkinda iki üc diyecegim vardir benim..

aylar, yillar önce mehmet demirkol icin benzer yorumlarda bulunmus ve hatta o yorum mehmet demirkol'ün kendisine kadar gitmisti. simdi baska düsünüyorum zira kosullar gercekten degisti. hem demirkol hem de ridvan icin gecerlidir bu söylediklerim: hepsi tarafsizdir, takim tutmuyor özellikle tv yorumculuguna adim atti atali..bu acidan nesnel ve objektif bakiyorlar da diyebiliriz.. hatta fenerbahceli dedigimiz demirkol, daum'un basarisizligini ister, rijkaard'in basarili olmasini ister ya da ridvan dilmen galatasarayli bir futbolcu hakkinda (nonda) yarim saat övgü düzer filan.. neden ? yine de bir gariplik seziyorsunuz degil mi ? cunku bu insanlar televizyon ekranindan bazen cok bilmis demecler verir ve artik takim degil de bu demecleri tutarlar.. kendi söylemlerinin bir ilk olarak basinda yer aldigi andan itibaren kölesi olurlar.. ona taparlar.. pek cogu da türk futbolunu kurtariyorum edasinda yorum yaparlar ki sonra buraya da geliriz.

ridvan'in gecenlerde nonda'nin yedekten girip 3 gol attigi macin sonrasinda yayimlanan programda yaklasik on dakika ara vermeden, nefes almadan nonda'yi neredeyse fernando torres yapacak kadar zivanadan cikmasini saglayan tarafgirlik degil bir zaman önce nonda icin türkiye'ye gelmis en büyük üc forvetten birisidir söylemidir.. ha akabinde 20 mac nonda yatmis, baros gol krali olmus, nonda gönderilmek istenilmis ve fakat degisen sistemin merkez forvet sayisi azalinca yedekten kalmis filan önemli degil.. aylar sonra üc gol ve bak ben demedim mi geyigi yani "gol olur" hesabi.. baros, gol krali olsa, onca depar atsa, güzel isler cikarsa, goller caksa da ridvan'a yaranamamasinin nedeni budur. ferrari besiktas'in en iyi transferi olsa da demirkol'e yaranamayacaktir, adini anmayacaktir.. baros, on bin kat daha iyi olsa dahi ridvan tarafindan görülmeyecektir, keita gibi bir adamin transfer oldugunda öyle bir futbolcudan haberi olmayan ridvan'in garip yorumu ayni zamanda o muhtesem calimina ve asistine ragmen keita'yi degil de bugün bile ismini bilmedigim, tek atak yapamamis takimin bir futbolcusuna macin adami yaftasini yapistiracaktir filan..

galatasarayli ya da fenerbahceli olmasindan da önemli olan ridvan ve digerleri icin ortaya koydugu futbol analizleridir.. önceden ne kadar dogru analizler yapabildiginin onaylanmasidir. basit bir "gol olur" geyigi bugün ona milyonlari kazandiriyor arkadas.. bunlarin buyuk cogunlugu öyle ki daum 7'de 7 yaptiginda resmen üzüldüler.. bir bakin yorumlara, antalyaspor defansina nasil kiziyorlar filan.. zira yanilgi ile tanistilar, sallamalarinin cezasini cekiyorlar ve dogru analiz yaptim ugruna ridvan dahil pek cogu birakin tarafgirligi kendi takimini da keser atar.. kendi takiminin yenilgisina bahis oynayip kaybetmesini bekleyenlerden cok farki yoktur.

bugün dikkat ediyor musunuz bilmiyorum ama hickimse elano'nun aldigi parayi gündeme getirmiyor. araya sikistiralim, elano, lincoln'den 3 milyon euro daha pahali bonservise ve ayni zamanda alman kaynaklardan alinan bilgiye göre 500 bin euro daha fazla paraya oynuyor.. takimda dengeler bozuluyor efendim digerlerine haksizlik geyikleri olmuyor.. elano, skibbe yönetimi altinda lincoln'ün sergiledigi performansin ellide birini dahi ortaya koysa bu sene sorunsuz bir sekilde devam edecektir futbol hayatina.. zira futbolcularin dahi arkadasina bakisini medya belirler, elano'nun bilinmemezliginden ya da cok fazla gündeme gelmeden transfer olmasindan dolayi üzerine "yorum yatirimciligi" olmadigindan kelli sorun cok fazla olmayacaktir.. futbolcularla da sorun yasayip futbolculuk hayatini tehlikeye atacak kadar buradan uzaklasmak isteyecegi bir ortam dogmayacaktir.. misal zamaninda cok baska yorumlar yapan levent tüzemen bugün söyle bir sey söylemis:

"gelen gideni aratırmış; lincoln beceri ve zeka olarak elano'yu üçe beşe katlar. "

mesele lincoln'un ne yaptigi degil basinin onu nasil göstermek istedigidir. o nasil göstermek istiyorsa futbolcular dahi öyle görmüs, döverize kadar isin sonu gelmistir. arda turan da keza basinin belirledigi galatasaray kaptanidir filan..

ve arkadasim tüm bu yorumlarin temelinde yatan avrupa futbolu iste bu acidan önemlidir.. eger avrupa futboluna ilgisiz bir insan isen bugün ülkene gelen keita,elano,baros,ernst, fink ve benzeri insanlari bilmezsin.. "neresi farkli rijkaard'in yaa.. hani iki forvet sokmuyor maglubiyet aninda" gibi komik yorumlar yaparsin.. daha da kötüsü üc macina göre bu futbolculara bir yargi koyup nonda'yi kral, elano'yu vasat yaparsin.. iste sorun da burada baslar, zira zamanla isler degisir ama bu insanlarin futbolcular hakkinda verdigi yargilar degismez.. yillar sonra onca vasat performans sonrasi nonda piyasaya ciktiginda "demedim mi" diye dakikalarca garip bir sekilde nonda orgazmi yasatirsin seyircilere.. her elano'nun kötü oyununda büyütür, büyütür durursun zira alttan alta calistigin bir zaman önceki avrupafutbolunauzakligindan dogan sacmaliklardir.. hani ridvan'in bir barca macinda yorumculugu var, aman allahim.. cizgiye disforvetleri (keita-kewell) yerlestirip enlemesine acilan ve etto'yu da saga sola kacirip yer yer defansif orta sahasini da(mehmet topal) iceri sokarak dörtlü defansa karsi denge kuran.. dörtlü defansi cizgiye kaydirilan disforvetler nedeniyle arasini acip araya daha kolay bir sekilde kombinasyonlar sokan barca'nin 4-3-3 ünden bihaber yorum yapip "etoo niye sabit durmuyor" gibi zircahil yorumlar yaparsin.. ki akil isi degil ama "gol olur" geyigi yeter.. futbolu seyredenlerin ortalama algisina baska türlü nasil hitap edecek ? hem oraya hem de futbolun derinlerine nufuz etmesi beklenemez zaten, o cok baska.. o sistemin bir benzerini bu ülkede yerlestirme gayretine giren adami anlamasi da beklenemez zaten.. ispanyada olsaydi muhtemelen "onca paran var yillardir tek forvet ettoo ile oynuyorsun" geyigi yapacakti.. yapardi da, öyle kendinibilmez olabiliyor..

rijkaard'in barca macerasina nasil basladigini bilmelisin. 15 macta 5 galibiyet 5 beraberlik 5 maglubiyet ile lig sonuncusu ile arasindaki puan farkindan bihaber olmamalisin.. orada oturttugu a plani/sistemi ile seri galibiyetlere baslayip o yili ikinci bitirip arkasindan sampiyonlar ligi sampiyonlugundan la liga sampiyonluklarina uzanan yolu analiz etmezsen bugünkü b planinin gereksizligini ya da a plani israrini da algilayamayabilirsin.. futbolcu olurum(a plani), olmazsa en kötü spor yorumculuguna kapagi atar(b plani) giderim diyen adamin futbolcu olma konusundaki israri da ortadadir..(yelkovan deginmisti ilk) b plani ancak a plani konusunda sorun yasayanlar icin gecerlidir.. rijkaard'in kimligidir bugün a plani diye algilayamadigi sistemi.. misal kalli'nin a plani disiplin ve yildiz oyunculara verilecek ayar ile disiplinli ama yetenek fakiri oyunculardan aldigi verimdir, 20 yil sonra bile feldkamp'in bir b plani yoktu lakin a plani ile zamaninda gayet güzel basarilar kazanmistir.. bu kaiserslautern'de iken de ayniydi (demir hotic'i tribüne gönderir) galatasaraya geldiginde de ayniydi (kosecki-lincoln-bolic ) hiddink'in de kendi icerisinde bir b plani yoktur, kovulabilir, basarisiz olabilir ama o planina sadik bir sekilde yürüyor, löw ya da digerlerinin de kendilerine ait siki sikiya sarildigi bir a plani vardir, b planlari yoktur.. avustralya, rusya ya da almanya ile türkiye arasindaki "hiddink" "löw" farki ya da barcelona ile galatasaray farki teknik adamlarin b plani yoksunlugundan ziyade varolan basari recetesine(a plani) duyulan güvendir. imdi rijkaard barca da 15 macta 5 galibiyet 5 maglubiyet 5 yenilgi almasina ragmen (sondan ücüncü ile 15.haftada puan farki 5 idi ) a planina sadik kalindi.. akabinde gelmistir la liga sampiyonlugu,sampiyonlar ligi sampiyonlugu filan.. (terim'in a plani hakan sükür'dü, 7 hafta gol atamadi sonrasinda attiklari ortadadir)burada neden degistirsin tüm o basarilarinin ardinda bu plan yatiyorsa eger ? barca'nin nasil yerden kisa paslarla oynadigini ve sahaya nasil yayildigini rakipleri degil tüm dünya ezbere biliyordu, durdurulabildi mi ki ? rijkaard'i su oyuncuyu da oynatmalisin diye elestirebilirsin lakin adamin zaten kimligi olmus sisteminden neden vazgecmiyor elestirisi rijkaard elestirisi olamaz.. rijkaard gibi teknik adamlarin burada isi olmaz diyebilirsiniz lakin neden b plani yok yilmaz vural gibi dersen cehaletin ortaya cikar.. daha geldiginde yazildi onun oynatacagi sistem vesaire.. ve kucuk bir ayrinti bu ülkede hem yorumcu hem de teknik adam konumunda rijkaard'in sistemini degistirebilecek etkiyi edecek insan yoktur. dolayisla basarisiz olursa ceker gider milan'a ama planinda/sisteminde yine de bir degisiklik olmaz.. yani ridvancim ne teknik adam olarak ne de futbolcu olarak etkiyemeyecegin bir isim maalasef..

basarili olma durumu varolan basari recetesine sahibini bagimli kilar.. terim'den cruyff'a kadar inanilmazi gerceklestiren insanlarin degisen kosullara ragmen a planlarina ne kadar sadik kaldigini görebilirsiniz.. hollandalilarin da tarihine baktiginizda bu sisteme bu denli tutkuyla sarilmalarini algilayabilirsiniz zaten.. ne kadar basarili olunursa o kadar saplantili derecede oraya(a plani) bagimli yapar insani.. cruyff, michels ile beraber basladigi bu ise girdigi günden bu yana sayisiz basari kazanmistir.. 4 yil üst üste la liga, 74 dünya kupasi ve daha ajax ile oyuncu olarak üc yil üst üste sampiyon klupler kupasi filan.. van gaal gibi dibi görmedikce hollandalilar bu a planini genelde degistirmez.. rijkaard'i almadan a planini/sistemini/kimligini bilecek ve daha cok onu satin alacaksiniz.. feldkamp'i aliyorsan lincoln'e bosa para vermeyeceksin misal.. skibbe'yi aliyorsan kariyersizligini ve bundan dogacak olan ülke icerisinde otoritesizligini yardimcilarini alarak daha da isi abartmayacak aksine bu sorunun önüne set cekeceksin.. magath'i aliyorsan futbol subesi sorumlulugunu ona vereceksin gibi sayisiz örnekler vardir.. rijkaard elestirilebilir elbette lakin her yerde bilinen kimligini "degistir" demek sacmalamaktir.. b plani gibi türkiyede yüz teknik adamin uyguladigi orta saha cikarip forvet sokmayi neden yapmadigi icin elestirilmesi, üstelik tam da farkin burada yatmasi ve buna ragmen "farkli degil rijkaard yaa " geyiktir.. hollandali futbol adamlarinin -aynisi burada var, her gün tartisiliyor misal- varolan özelliklerinden bihaber neden hikmet karaman gibi iki forvetle oynamadigi icin elestirmek düpe düz cahilliktir, ridvan da avrupa futbolu cahilidir hali hazirda.. mesele de bu cehaletten dogan anlamsiz yargilari/analizleri ufak basarisizliklarda halkin gözüne sokma cabasidir.. bu da "tarafgirlik" olarak yorumlaniyor ki degildir.. rijkaard, kötü olabilir, 4-3-3 ya da total futbolun bu döneme uyarlanan yeni modelini begenmeyebilirsiniz lakin "b" plani yok diye rijkaard'in kimligini reddedecek yorumlar yapamazsiniz.. ayni zamanda varolan sisteminden, kimliginden bihaber oldugunuz icin "rijkaard'in neresi farkli yaaa" dersiniz.. bu sistem dünya futbolunda yok dersin, eyw.. bu sistem basarili olamaz dersin katiliriz ya da katilmayiz belki ama ortada olup bitenden haberdar oldugunu anlariz..

ridvan dilmen, aylar öncesinde söylemistim, yine söylüyorum fatih terim'i elestirmez.. hirvatistan maci sonrasi o "süper oynadi milli takim" yorumunu yazan koca avrupada bir tek ridvan'dir zira sak sakcilik yapar, denizli'yi sevmez.. arda turan'i elestirmez.. hakan sükür'ü sever.. sahada oynanilan oyunun bu isimler oldugunda bir önemi yoktur ki listeyi cok önceden vermistik biz.. elano,lincoln gibileri bilmedigi icin anlamaz ve üc macinda karara baglar.. lincoln'u neresi on numara, elano vasat bir oyuncu der lakin sonrasinda not defterinde ilk yarinin en iyi onbirine secer neresi on numara dedigi adami.. bakin bu ülkenin sorunu basinidir.. pek cok problemin yaraticisi basindir. a planlarina zamani onun ne oldugunu algilayamadigi icin vermeyen basindir. seyircilerin ses cikaran kesimini de basin olusturur, haliyle bu basin ve onun sekillendirdigi taraftar korkusu ile yönetilen kluplerin basarisizligi da kacinilmazdir.. terim'in belki de en önemli özelligi a planina her seye ragmen sadik kalabilecek kibirinden dogan bir özgüveni olmasidir..kim ne derse desin o hakan süküründen, a planindan vazgecmemistir.. bir terim özgüveni, iki onu koruyabilecek yönetim.. bu ikisi basarinin sirridir..

türk futbolunun önünde varolan nice engellerden en asilmasi zor olanlarinin basinda gelir ridvan dilmen. ibrahim altinsay(besiktaslidir) tanil bora (gs'yi birakip genclerbirligine yönelmistir kendisi) gibi adamalr bu ülkede günde bes kez görebileceginiz televizyon programlarina cikamazlar, ülke insanin ortalamasi bellidir.. yoksa rijkaard gelmeden önce her ikisinin de hem rijkaard hem de 4-3-3 sistemine dair muhtesem yazilari vardir kac kisi okumus, bilmistir ? aynisini yazsalar, söyleseler kac kisinin ilgisini ceker ? kahvedeki necip, sözlükteki ultra fanatik oldboy nickli arkadaslar ciddiye alip önemser mi ? haliyle ridvan dilmen cok iyi oldugu icin degil ortalama algiya hitap edebilecek en yüzeysel geyikleri o yaptigi icin..

"gol olur.. aha bak oldu, biliyoz da konusuyoruz abi..."

"rijkaard'in b plani yok, bak biz basarili oldugunda bunlari söyledik, görüyoruz bazi seyleri abi.." (belki o basarisizlik barcada da olmustur, belki a planinin olusmasinda "zaman" cok önemli bir faktördür?)

"rijkaard'in neresi farkli yaaa.. rotterdam.." (senin gibi tonla adami sallamayacak derecede ne yaptigini bilen ve onu uygulayan bir adam olmasi ?)

"ben elano'yu brezilya milli takiminda seyretmedim, man city'de de seyretmedim, simdilik vasat bir oyuncu" (yorumsuz)

"ettoo.. aslinda sabit kalsa yerinde ne goller atacak..." (haliyle rijkaard'in sistemine, b plansizligina anlam koymak zor oluyor )

3 yorum:

soon dedi ki...

ben rıdvanın efsanesi olduğu klübün adını söyleyememesine,fener takımı demesine hastayım..ama iyi gördüğü bişey var, futbolcuların gerçekten yapmak istediklerini iyi anlıyor, beden hareketlerini iyi okuyor.
rijkaard ı şöyle değerlendirmek lazım derim ; bir hatun bulursun, hatun zengindir abi,sen mühendissindir anasını satayım,
o haftasonunun sana kaça patlayacağını hesaplaman lazımdır,
tamam hatunu bi şekilde ikna etmişsindir ama,
beraber geçirdiğin haftalar arttıkça, hem hatun hem mühendis olmadığığı bişeye dönüşebilir,ben bu konuyu hiçbiyere bağlayamayacağım, bu aşk güzel de mutluluk göreceli be kardeşim diyerek huzurlarınızdan ayrılıyorum.

gs ye bi gömlek fazla,devre arasında milana gider.

mühendis adamın ne işşi var etiler akşamlarında.

bize skipbe yeter, artar bile.

zengin kıza da yazık.sana ikna oldu diye tatillerini maldivler yerine ayvalıkta geçirmek iş mi şimdi..

Canto dedi ki...

yaw hepsi iyi güzel de bu işin bu kadar ciddiye alınacak nesi var? İzlemek istemeyen izlemez, okumak istemeyen okumaz olur biter. Ben son yıllarda nispeten genç yorumcuları görebiliyor olmaktan memnunum kendi adıma. Rıdvan'ı da yakaladım mı dinliyorum, kendisini dinletebilen bir adam en azından, ne söylediğinin çok da önemi yok bu anlamda. Geçmişte Türk halkının yıllarca dinlediği adamlardan çok daha iyi bence. Meleke var, Bağış var, şu ortamda halen devam edebiliyor olmaları bile güzel birşey.

jeankier dedi ki...

"the longest post of the year" ödülünü alan post için tebrikler :) cepten okudum, oku oku bitmiyor yahu..
m.topuz olayında fenerbahçe tarafında adı geçen biridir rıdvan dilmen, oyuncu aziz yıldırıma ulaşmak için rıdvan dilmen ile iletişim kuruyor.. nasıl bağımsız, nasıl objektif olabilir ki kendisi? değildir de.. fenerin her yenilgisi sonrası ntv deki programda açılış ekranına bir bakın, kıpkırmızı olmuş, sinirden kudurmuş bir surat, her galibiyet sonrasında bütün dişlerini görürsünüz..