Dolayısıyla maçın nasıl başladığını, FB nin skor avantajına nasıl ulaştığını felan bilemiyorum. Benim gözlemlediğim oyun ile ilgili notlarım şöyle:
- Selçuk ile olmaz, Maldonado'dan da cacık olmayacak ise, çok kalite bir transfer şart. Hala Maldonado umudum varsa tek sebebi Alex'in hakkındaki referansıdır... (defansif orta saha inanılmaz önemli bir pozisyon günümüzde, buradaki adamın karar verme konusunda 1 sn bile daha hızlı olması büyük avantajlar getiriyor ve takımın genelinin oyununu belirleyici kılan bir performans noktası burası).
- R. Carlos gol atmış sonra kabuğuna çekilmişti sanki. Etkili bindirme, hücuma hızlı çıkışını felan izleyemedim. Ancak sürekli arkadaşlarına sözlü ikazlarda bulundu. Bu yönüyle saha içinde olması çok etkili oluyor bence. Sağda ise G. G. daha çok katıldı hücuma.
- Kazım^2 çalışkandı, geriye yardımı ihmal etmemeye çalıştı. Hücumda çok etkiliydi, Euro2008 çok güven vermiş kendisine. Ama lakayt görünümü ve süreksizliğinde değişen birşey yok gibi geldi bana. Oyun içerisinde devamlılığı artarsa Deivid kulübeye mahkum olabilir iyileşince.
- Guiza'nın futboluna ilişkin kesin ifadeler kullanamayacağım, ancak çok hırslı oluşu dikkatimi çekti. Gol atmayı çok istedi. Rakip ile de iyi boğuşuyor. Son yıllarda gelen forvetlerin aksine, kariyerinin tepe noktasında olan bir isim kendisi ve düşüşe geçme eğiliminde görünmedi bana.
- Semih ortasahaya daha çok yardım etmeye çalışıyor, top rakipteyken formasyon 4-1-4-1 gibi oluyor. Topu kazanınca ise 4-3-1-2 gibi oluyor dizilim. Akşam sırıtmadı o kadar ama 4. - 5. pası bulamayan bir rakip vardı karşımızda. Orta sahada sağlam basan ve hızlı çıkan ekipler büyük tehdit olabilir Fener'e.
- İlginç bir çelişki bekliyor Fener'i. Emre'yi kanada çekmez ise Alex ile Emre'nin ortada birlikte oynayabileceklerini pek sanmıyorum. U. Boral'ın genelde ortaya koyduğu vasat performansı düşünecek olursak solda Emre iyi bir tercih olabilir. Ancak orta sahaya iyi oyun kurabilen bir kesicinin alınması şartıyla.
- Geçenlerde geçen seneki FB maçlarının tümünün özetini izledim. Volkan'ın hakkıyla yediği gol sayısı çok az. Yediklerinin temiz yarısı hatalı goller. Ve biz Serdar'ı kaybettik. Ve biz yerine de kaleci almayacağız. akıl-mantık işi değil, güven işi, inanç işi... Büyük risk bence.
Diğer notlar şöyle, Emre girince malum anons yapıldı: giren oyuncu, 5 numara , BELÖZOĞLUUUUUU ..... (Vallahi ben bağırmadım ama Emreeee diye bağıran taraftar gösterdi ki tribün sorunu yaşamaycak kendisi). Biz de grup olarak tribün upgrade'ine uğradık. O bilindik tezahüratta, artık LACİVEERT diye bağıranlardanız. Yıllarca hep Şampiyooon diye bağırmışlığımız olduğu için yadırgadık biraz. Ama tribünün en şamatacı grubu içindeyiz ve keyifliydi ortam.

Jeankier :
- Rakip 3 pası (mecazi anlamda değil) arka arkaya yapamayan, ligin gol kralını 65' de oyundan çıkartan, "bu nasıl lig şampiyonu yahu!" dedirten bir takımdı.
- Her ne kadar eyyamcı medyam sarı-lacivert' li ekibi şimdiden CL şampiyonu yapsa da, gollerin ikisinin de kalecinin ve defansın dümbüklüğünden atıldığını, bu gollerin de uzaktan şut ile geldiğini (defans oyuncusuna çarparak) gözden kaçırmamak lazım.
- Yeni transfer Guiza, Ümit Karan' ın daha fiziklisi bir golcü görüntüsü verdi.
- Alex artık direk olarak forvetin arkasında oynamıyor, bu sebepten topla gereksiz yerlerde buluşuyor, asıl özelliği olan son pas, son ara pas, yani gol pası özelliğini bu mevkide top aldığında yapamaz. Hatta uzun vadede bu mevkide oynamaktan zevk alamaz. Selçuk (veya başka biri), Emre, Alex çizgisel ileriye doğru dizilimi, yanlarda Kazım veya Uğur Boral tarzı oyuncular ve ileride Guiza yapısı bu takım için daha uygun olacaktır.
- Semih' in 90 dk aynı motivasyonla, aynı yırtıcılıkla mücadele edemediği kesin.
- Hakemler Lugano' ya dikkat ederse (ki Zago uzun süre bu şekilde oynayıp mimlendikten sonra kırmızıların ardı arkası kesilmemişti) bir dolu kart yer, bu maçta iki pozisyonda sarıyı atladı hakem.