27 Ağustos 2010 Cuma

DMC

Günümüz futbolunda en çok önem kazanan pozisyonlardan biri maalesef. Başta Rıdvan Dilmen olmak üzere futbol yorumcularının geneline göre bu pozisyonda oynayan adamdan beklentiler: fiziği sağlam, çok koşan, boylu poslu olması, tekniği kıt olsa da olur zira kendisinden beklenen atak kesip topu en yakındaki müsait arkadaşına aktarması, yaratıcı hücumcular baskı yediğinde oralarda olması ve onlarla "al-ver" yapması. Bana göre öyle değil. Mascerano, Cambiasso, Diarra, Yaya Toure, Alonso bu şekilde oynamıyorlar. Takım savunması için en kritik adamdır DMC bana göre. Anticipation yüksek olmalı en başta. Bir o kadar da önemlisi ise pas yapabilen, top kontrolü ve tekniği iyi bir adam olması. Hücuma yeni bir akıl, yeni bir tehlike arz edebilen bir beyin gerekiyor bu pozisyon için. Gerektiğinde bir pası 4 kişinin arasından değil belki ama olması gereken çabuklukta aktarması gerekiyor. BJK de Ernst, GS de Ayhan tarifi verilen şekilde oynamıyorlar. TS li Selçuk da dahil edilebilir mi bu adamlara? Bence edilir.

FB de son yıllarda bu mevkide oynayan ya da oynaması planlanan adamlara bir bakacak olursanız, ilk akla gelenler Marco, Selçuk, Deniz, Maldonado, Selçuk, Josico, C. Baroni, Selçuk... Marco gitti takım dağıldı resmen bir dönem. Sonra da oturup FB'nin kadro derinliği diyoruz.

PAOK maçında yenen golü izledim. O degajı karşılamak stoperin görevi olmamalı, hele ki uzatmaya giden bir maçta. Öncesini felan görmediğim için o pozisyonda DMC nerede, Lugano arkada nasıl tek kalıyor bilemiyorum ama Avrupa'da kalıp kalmamanın belirleneceği ve uzatmaya gitmiş olan bir maçta bu kadar saçma bir gol yenmesi takımda oyun disiplini problemi olduğunun da net göstergesi olsa gerek.

Aykut henüz pek denemedi ama artık kendi ligimizden başka mücadele mecramız da kalmadığına göre yabancı kısıtlamasından ötürü DMC de Mehmet'in şansını daha yüksek görüyorum.

Konu dışına çıkacak olursak da, hücuma tam benim istediğim tarzda takviyeler yapılmış olsa dahi defansta sakarlığı ve dengesiz müdahaleleri yanısıra artık ahlaksızlığıyla da büyük tepki çeken Bilica gibi bir adamın kadroda tutulmasını da hem teknik ekip hem de yönetim zaafiyeti olarak görmek gerek sanırım. Bir önceki sene kavgalı maçın mesulu ve 5 maç ceza alıp takımı en kritik dönem eksik bırakan Lugano'nun klüpte kalması için bir tarafını yırtan, daha da önce tüm transfer sezonu durup şamp. liginden elendikten sonra iki stoper alan, üç yıl üstüste şampiyonluk sözü verip kadronun başına taraftarla alay eder gibi Daum'u getiren ve başarısız olduğunda yollamak için türlü taklalar atan, elde patlayan, taraftarın neşe kaynağı Güiza'ya milyonları bayılan, 3 sezonun ikisinde vasatı aşamayan bir Deivid'e sanki başka alternatifi yokmuşcasına şaka gibi bir sözleşme önerip bir sene paşalar gibi maaş ödeyip yollayan ve artık yazmaktan sıkıldığım için imza attığı daha pekçok skandala değinemeyeceğim yönetimden bu anlamda ümidi kesmiş olsam da Aykut'un önderliğindeki teknik ekipten beklentim yüksektir, bu nedenle takımda olumlu futbolun yanısıra futbol dışı konularda da gelişme ve iyileşme görme umudundayım.

3 yorum:

YODA dedi ki...

macın o anki durumu gereği dmc nin öne cıkması gerekliydi. Bilica sanki mal gibi kafaya bile çıkmadı. Ferrari nasıl kapalı defanslarda başarılı ise bilicada en fazla o kadar başarılı olur. Eğer fenerbahçe baskılı futbol oynayacaksa hızlı hucumları kesebilecek hızlı bir DC ihtiyacı vardır

jeankier dedi ki...

sanki günümüz futbolundaki yol, orta sahanın ortasında dmc den çok 3 değişken mc, iki yönlü orta saha ile oynamak gibi.. örnek vermek gerekirse, xaviniesta ikilisinin arkasına aranan adam fabreagas, ki o da bir dmc değil.. tamam her takım bu adamlardan bulamaz ama gidilen yolu bu şekilde görüyorum.. arka 4 lü, önlerinde 3 lü mc, kanatlarda yine 2 yönlü gol atabilen oyuncu ve fivot (ama yine hareketli) forvet..

YODA dedi ki...

kesinlikle sanki eski 4-3-3 e dönüş var sanki. Tabii o zamanki temponun iki katı bir tempo güncel maç temposu.